Latest News

Özel Hayatı...


Rusya’nın 1763 yılında başladığı ve aralıklarla bir asır boyu sürdürdüğü Kafkasya taarruzuna karşılık, Çerkesler başta olmak üzere, yerli dağlı toplumlar, ecdatlarının topraklarının Ruslar’ın eline geçmemesi için büyük mücadele verdiler ve koskoca Rus ordusu bir asır boyu bölgeyi ele geçiremedi. Evleri, köyleri, ekinleri yakılıp, nüfusun katliama uğraması ile nihayet 2 Haziran 1864 yılında sonuçlanan Çerkes soykırımı, ancak canını kurtarabilmiş Çerkesler’in Osmanlı İmparatorluğu’na sığınmalarına neden oldu. (Tarih uzmanları, Kafkasya’da Çerkesleri ve Gürcüleri “proto-Caucasian” olarak vasıflandırırlar. Yani bu iki toplum tarihin ilk kaydedilmeye başladığı günlerden önce dahi bu yörenin yerlileriydiler.)

Kazuk ailesi Kafkas kökenli bir Çerkes ailesiydi. Ailenin adı “Kadıoğulları” manasına geliyor. Bu isim Çerkes dilinde “Kadaovka” olup Osmanlı devrinde kullanılan Arap alfabesine aktarılırken harf hatası ile “Kazaovka” oluyor ve bugün ailenin bazı kolları Kazuk soyadını kullanırken bazıları Kozak, Kazukoğlu, Kozakoğlu soyadını kullanıyor. Bunların hepsi aynı aile kökünden gelmektedirler.

Kazuk ailesinin ecdatları, 1861 yılında Rus katliamından ancak canlarını kurtararak o zamanlar Osmanlı toprağı olan Köstence’ye (Romanya) yerleşirler. 1878 yılında Romanya’nın bağımsızlığını elde etmesi üzerine Kazuk aile efradı, güneye Osmanlı İmparatorluğu topraklarına göç eder.

O yıllarda Rusya’dan sürülüp Osmanlı İmparatorluğu’na akın akın gelen göçmen Çerkesler, imparatorluğun değişik bölgelerine yerleştirilir. Kazuk ailesi de İstanbul ve Düzce’ye yerleştirilen göçmenler arasındadır. Belki de yaşadıkları bu acı geçmişin neticesi olarak eğitime öncelik veren Kazuk ailesi, Türkiye’nin bazı ilklerini çıkarmıştır ve bunlardan biri de Operatör Doktor Mustafa Kazım Kazuk’tur.

Mustafa Kazım Kazuk 1917 yılında, Düzce İli’nin Arapçiftlik Köyü’nde, Kazuk ailesinin ikinci oğlu olarak dünyaya gelmişti. Annesi Hanife, babası Kazım Kazuk’tu. Ağabeyi Kemal ve kız kardeşleri Zekiye, Leman, Bedia ve İsmet’tir.

Okul yaşına gelen Kemal ve Mustafa’yı, ileri görüşlü bir kişi olan babaları Kazım Bey, büyük fedakarlıklarla İstanbul’da Galatasaray Lisesi’ne (Mekteb-i Sultanî), ilkokul birinci sınıftan itibaren yatılı olarak kaydettirdi. Okulun öğretim üyelerinden Sayın Celal Öge’ye, ‘eti sizin, kemiği benim’ diyerek kendisinden çocuklarının velisi olmasını rica etti ve köyüne geri döndü. O yıllarda yol yok, iz yok, at arabası ile Düzce’den Adapazarı’na uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra, oradan trenle İstanbul’a ulaşan Kazım Bey, oğullarını ancak okul yılı sonunda gelip alabileceğini bildiğinden kendilerine velilik etmek vazifesini yüklenen Celal Öge Beyefendi’ye ömrü boyu minnettar kalmıştı.

1925-1936 yılları arasında, ilk, orta ve lise eğitimini Galatasaray’da tamamlayan Mustafa Kazuk, mezuniyet sonrası İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kaydoldu. 1942 yılında okulunu başarıyla bitirdikten sonra 1944 yılında askerlik görevini tamamladı.

1944 yılında yine Düzceli bir Çerkes ailenin kızı olan Belkıs Özenç ile evlendi. 1945 yılında ilk kızları Havva Setenay dünyaya geldi. Dede Kazım Kazuk Bey, ilk torununa Havva adını uygun görmüştü.

Askerlik görevini bitirdikten sonra Düzce’de özel bir muayenehane açıp bir yıl süre ile topluma hizmet verdi. Bunu takiben, Cerrahpaşa Hastanesi’nde, merhum Prof. Dr. Burhaneddin Toker maiyetinde Umumi Cerrahi ihtisasını 1949 yılında tamamladı.

Dr. Kazuk 1950 yılında Genel Cerrahi Uzmanlık Sınavı’nı başarıyla verip, tamamen kendi imkanlarıyla, ihtisasına devam etmek için önce İngiltere ve sonra Amerika Birleşik Devletleri’ne gitti (İhtisas çalışmaları için lütfen “Meslek Hayatı” bölümünü okuyunuz.)

ABD’de 1953 yılında Baş Asistan olarak atanan Dr. Kazuk Türkiye’den eşi Belkıs ve kızı Havva Setenay’ı yanına almıştı. İhtisasını tamamladıktan sonra, 1954 yılında Dr. Kazuk ve eşi Belkıs’ın ikinci kızları Gupse Hanife, Columbus, Ohio’da dünyaya geldi.

Kendisini çok seven hocası Prof. Dr. Peter Klassen, Dr. Kazuk’u Hawaii Universitesi’nde yeni kurulacak olan Göğüs Hastalıkları Cerrahisi Servisi’nin şefliğine tavsiye ettiyse de, Dr. Kazuk ülkesinin kendisine ihtiyacı olduğu düşüncesiyle, Ağustos 1954’te, Türkiye’nin ilk ihtisas sahibi Kalp Akciğer Cerrahı olarak eşi ve biri henüz bir aylık olan iki kızı ile birlikte ülkesine dönüş yaptı. (Türkiye’ye dönüşü sonrası tecrübelerini ve ABD’ye 1966’da mecburi dönüş yapması ayrıntılarını “Meslek Hayatı” bölümünde okuyun.)

17 Kasım 1967 yılında Amerika’da vefat edince orada toprağa verilmiş, naaşı Türkiye’ye getirilmemiştir.

Latest News


Vefatı Sonrası Ailesi


Dr. Mustafa Kazuk’un ABD’de vefatından beş yıl sonra, eşi Belkıs, kızı Gupse liseden mezun olunca, onu da alıp birlikte Türkiye’ye döndü. Gupse, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde eğitimini tamamladıktan sonra Mehmet Ali Mutlu ile evlenip İstanbul’a yerleşti ve biri kız (Sinem) diğeri erkek (Erdinç), iki evlat yetiştirdi.

Dr. Mustafa Kazuk’un büyük kızı Havva Setenay, ABD’de University of California, Davis kampusunda, Mikrobiyoloji dalından mezun oldu, sonra Columbia Üniversitesi’nden Sağlık İşletmeciliği yüksek lisans diploması aldı. ABD’de yerleşip Dr. Cevat Idriss ile evlendi, iki oğlunu (Ridade ve Şamil) yetiştirdi ve 32 yıl süren başarılı bir meslek hayatı oldu.

Oğulları Mustafa’nın erken vefatında halen sağ olup, derin evlat acısı çeken Dr. Kazuk'un babası Kazım Bey 1969 yılında, annesi Hanife Hanım ise 1970 yılında hayata gözlerini yumdular.


Kazuk Ailesi Mensuplarından Diğer İlkler


Huriye Kazuk (Yeğen) – Dr. Mustafa Kazuk’un halası olup 1938 yılında Düzce’de manifaturacı (kumaş alım satımı yapan kimse) olarak ticarete başladı. 1954 yılında Bolu Ticaret Odası’na kaydı yapılmış ilk kadınlardandır. Vefatı 1982.

Kemal Kazuk – Dr. Mustafa Kazuk’un ağabeyi. İstanbul Hukuk Fakültesi mezunu olup, Bolu Adliye Baş Savcısı görevindeyken Adalet Bakanlığı’nın açtığı sınavı kazanarak, 1953-55 yılları arasında Paris Adliye Sarayı’nda “çocuk suçları, çocuk mahkemeleri ve çocuk ıslah evleri” hakkında araştırma yaptı ve iki cilt rapor hazırlayarak, Adalet Bakanlığı’na teslim etti. Paris dönüşü Temyiz Mahkemesi’nde raportör olarak çalıştı. İki yıl sonra İstanbul’a tayin oldu ve Ağır Ceza Hakimi iken emekli oldu. Vefatı 1997.

Dr. Zekiye Kazuk – Dr. Mustafa Kazuk’un ablası. İstanbul Tıp Fakültesi’nin ilk kadın mezunlarından olup uzun yıllar Ankara Doğum ve Kadın Hastalıkları Hastanesi’nde Yardımcı Baş Hekim olarak uzun yıllar emek vermiştir. Vefatı 1978.

Leman Kazuk (Başkur) – Dr. Mustafa Kazuk’un kardeşi. İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin ilk kadın mezunlarındandır. Mezuniyeti sonrası, Sayın Hasan Derman’a ait olan Şark Merkez Ecza Deposu’nda Mesûl Müdür olarak çalışmaya başlar. 1943 yılında Ankara’nın Etlik Bağları semtinde, bir evin alt katında, Türkiye’nin ilk kadın laboratuvarcısı olarak Hoş Laboratuvarı adı altında kendi laboratuvarını kurup müstahzarlarını doğal ürünlerden bizzat kendisi hazırlayıp, 1949 yılına kadar 27 farklı müstahzara, kendi adına ruhsat çıkarmıştır. 1949 yılından itibaren, Ankara Ulus Eczanesi yöneticisi olarak, 1961 yılından itibaren de İstanbul Bahçekapı semtinde Türkiye’nin ileri gelen eczanelerinden biri olarak kabul edilen İstanbul Eczanesi’ni satın alıp, yöneticisi olarak uzun yıllar emek vermiştir. 2011 yılında kendisine Altın Havan ödülü verilmiştir. Vefatı 2012.

Latest News


Fotoğraftakilerin isimleri:
Arkada Mustafa K., önde Kemal K., sağda Zekiye K., solda Leman K.